Çocuk, sosyal-duygusal gelişimi gereği akranlarıyla oyun oynaması gereken bir yaşta, arkadaş edinememe, oyunlara katılamama nedeniyle, sürekli yalnız olmayı ve oynamayı tercih ediyorsa, çevresine karşı ilgisiz ve yaşıtlarının varlığından habersizmiş gibi davranıyorsa, çevrenin şaka ve eğlencelerine katılmada güçlük çekiyorsa ,istek ve ihtiyaçlarını belirtemiyorsa, zeka geriliği olmadığı halde öğrenmede yavaş ilerleme gösteriyorsa, bunlar içe kapanıklık durumunun ip uçları olabilir.
Genellikle bu çocukların kendi başlarına oynamaları aileleri tarafından yanlış yorumlanır, efendilik ve uysallık şeklinde değerlendirilir ve “çok uslu durur, hiç yaramazlık yapmaz, sözümden dışarı çıkmaz” denir. Oysa çocuk iç dünyasında yaşamaktadır. Kendine güveni yoktur, yanlış yapmamak için susmayı ve geri planda kalmayı tercih eder. İçe kapanık çocukların çekingen davranışlarının toplum tarafından onay görmesi ve desteklenmesi bu davranış probleminin yerleşmesinde etkili olmaktadır.
Aile içi yaşantılar, yanlış anne-baba tutumu ( baskıcı, aşırı disiplinli, aşırı koruyucu ve aşağılayıcı aile tutumları ) gibi nedenlerin yanında, kalıtımsal nedenlerin de etkisi olabileceği düşünülmektedir. Yapılan çalışmalar, zaman zaman içe kapanıklığa tırnak yeme, parmak emme gibi davranış problemlerinin eşlik edebildiğini göstermektedir. Bu ve benzeri durumlarda profesyonel yardım gerektirebilir.