Bu gelişimsel ilerlemeler çocuğun bağımsız bir birey olması için elbette ki önemli. Ancak diğer taraftan ebeveyn ve çocuk arasında bir ayrışma gerektiriyor. Anne-babalar bir yandan çocuklarının merakını ve öğrenme ihtiyacını desteklemeye çalışırken diğer taraftan onların güvenliğini sağlamak zorunda olduklarından ikilem içerisine giriyor. Çocukla olan ilişkiyi zaman zaman bozan disiplin sağlama çabaları sırasında kaygıları artıyor. Çocuk ise anne-baba tarafından uygulanan kurallar ve yasakların kendi güvenliği için olduğunun farkında olmadığından engellendiğini düşünüyor ve öfkeleniyor.
Aslında çocuğun yapmak istediği anne-babasını öfkelendirmek değil birçok işini kendi görebildiği için bir an önce heyecan verici dış dünyayı keşfetmek. Bunun için aceleci ve heyecanlı. Ayrıca engellendiği zaman duyduğu öfkeyi sözel yolla ifade etme, yönetme ve kontrol etme kabiliyeti henüz yeterli değildir.
Anne-baba ile inatlaşmak aslında çocuk açısından kendi sınırlarını belirlemek için de bir deneyim. “Ne kadar yüksek sesle bağırırsam istediğim yapılıyor?”,”Kendimi yere atıp tepindiğim zaman istediğim gofrete sahip oluyor muyum?”, “Ne kadar süre ağlamalıyım?” Tüm bu davranışlara aldıkları tepkiler bir sonraki davranışını şekillendiriyor.
Krize dönüşebilen öfke nöbetleri anne-babaların sakin ve sabırlı davranmalarını engelliyor. Böylece başlayan inatlaşmalar güç savaşına, tehditlere, cezalara neden olabiliyor.
Çocuk İnadıyla Baş Etmek Mümkün Mü?
İnatçı bir çocuk karşısında anne-babalar genellikle kendilerini çaresiz hissediyor ve kontrollerini kaybediyorlar.
Ancak yapılması gereken erken dönemde çocuğun bu inadıyla sağlıklı bir biçimde baş etmeyi öğrenmek ve çocuk için gerekli sınırları koymak. Unutulmamalıdır ki kendi sınırlarının farkında olmayan çocuklar kendilerine güvenli yetişkinler de olamıyor.
Sınırlar ve kurallar net olarak belirlendiğinde, her zaman tutarlı ve kararlı olarak uygulandığında, çocuklar o kurallarla yaşamayı öğreniyor.
- Tehdit etmeyin. “Ya susarsın ya da…” gibi cümleler öfkeyi alevlendirmekten başka bir işe yaramıyor.
- İkna edici mantıklı açıklamalar yapmayın. Bu yaştaki çocuklar prizi ellememelerinin nedeninin şehir cereyanı olduğunu anlayacak kapasitede değiller. Ayrıca öfke krizindeyken sizi duymuyorlar.
- Böyle yapınca onu artık sevmeyeceğinizi söyleyerek onu sevgisiz bırakmakla tehdit etmeyin.
- Güç savaşına girmeyin. Çocuğun her yapmak istediğine “hayır” demeyin.
- Öfkesini hafife almayın, gülmeyin. Onun için o an yaşanılan duyguların çok yoğun ve önemli olduğunu unutmayın.
- Model olun. Kendi öfkenizle nasıl başa çıktığınızı gözlemleyin. Çünkü çocuklarınız her konuda olduğu gibi bu konuda da sizi örnek alıyor.
- Kendisini sözel olarak ifade etmesine izin verin, dinleyin.
- Kurallar konusunda kararlı, dengeli ve tutarlı olun.
- Dikkatini başka bir şeye çekmeye çalışın.
- Yapabildiği şeylere izin verin, sabredin.
- Bazen müdahale etmek yerine görmezden gelmek daha yararlı olabiliyor.
Unutmayın iyi bir anne baba çocuğunun dünyaya kök salmasını öğrettiği gibi ona kanat takıp uçmasını da öğretmeli. Ancak bu ikisini birlikte yapmak pek kolay değil.